27 Haziran 2015 Cumartesi

Photo Diary (#mişligeçmişzaman2)

Arayı açmadan bir başka Photo Diary yazısıyla daha karşınızdayım sayın seyirciler! Arayı açmamış halim 1 ay sonra yazılara devam ediyorsa, açmış halimi hiç hiç merak etmeyerek, bu gerçeği de hatırlattıktan hemen sonra unutma isteğiyle birlikte yazıma başlıyorum efendim :D.


Her sene olduğu gibi bu sene de Ocak ayına yeni kararlar alarak girmişim ve bir çoğunu da en azından ilk ay uygulayabilmişim, dünyanın en sıkıcı kitabı olduğunu düşündüğüm Sokak Fotoğrafçılığı kitabına başlayıp bitirmeyi başarabilmişim, bol bol film izleme kararımı Before Sunset/Sunrise/Midnight serisi ile uygulamışım ( ama ben şimdi kaç sene 4. filmin gelmesini nasıl bekleyeceğiiiim? #ağlamalısızlamalıemoji arkadaştan bir adet buraya alabilir miyiz acaba? :D ), mağazaların deneme kabinlerinde neden çok uzun süre kaldığım gerçeğini kamuoyu ile paylaşmışım, arkadaşlarla buluşulunca hep kahve mi içilirmiş biraz değişiklik olsun diyerek portakal suyu içmişim, IKEA mağazasının içinde seksek bulmuş ve yaşıma başıma bakmadan mağazanın ortasında oynamaya başlamışım :D, boşluktan ne yapacağımı şaşırmış bloguma ait QR kodunu üşenmeden tek tek kare kare deftere boyamışım, dünyanın en güzel meyveli çikolatasını bulmuş ancak ulaşmamın imkansızlığından dolayı bulduğuma sevinemeyip arafta kalmışım, grip olup evdeki tüm tuvalet kağıtlarının aslında başka amaçlarla da kullanılmasını desteklemişim :D...


Şubat ayında ise, #çakmanutella kavanozunun dibini görmüşüm ama hiç kilo almamışım ( savunmam bu şekilde hakim bey :D ), kaldırımda yazılı olan "Güzel düşün ve gülümse" yazısını çok sevmişim, #raifing akımına IKEA'da devam ederek kahveyi dökmeden taşımayı başaramayışımı kamufle etmeye çalışmışım, hala toplanmamış olan yılbaşı süslerini görüp söylenmişim, ( 1 Ocak'a gelindiği an o süsler kalkacak arkadaşım! :D ) bir mağazanın "Tadilattayız" yazısını sevip çevredeki insanların "Yazık deli herhalde?!" düşüncelerini umursamayarak karelemişim, çay demlerken sakarlık yapıp ocağa döktüğüm çayları aslında sanatsal bir amaç için yapmış gibi davranmışım, eskiyip kendinden geçen bir t-shirt'ümü yastık haline getirmişim ( şu sıralar yastık olarak da kendinden geçti kendisi aslında efendim. Demek ki sonumuz ayrılıkmış :) ), herkesin kar fotoğrafları arasında kıskançlıktan ölen bir İzmirli olarak kabanıma düşen üç beş kar taneciğini fotoğraflamışım, gittiğimiz bir kafenin tuvalet ibaresini çok sevmişim...


Mart ve Nisan aylarında az fotoğraf çekmişim, arkadaşlarımın uzun süredir izlemem konusunda yoğun baskı yaptıkları "Ruhların Kaçışı" adlı anime'yi izlemiş ve hayatımda yeni bir döneme resmen başlamışım ( Niye izlememek için bu kadar direndim ki seni? ), Müjde çoraplarının üzerindeki teyzenin değişmesine çok üzülmüşüm ( Zaten Danone'nin çocuğunu da değiştirdiniz! Ona da çok kızgınım :D. ), kısa da olsa bir tren yolculuğu yapıp çok mutlu olmuşum, yeni hayallerim için gökyüzüne olta atmışım, #içimdekiardatürkmen 'in de desteğiyle kendi başıma pasta yapmaya girişmişim :D, #mermersever bir insan olduğumu yeniden fark etmişim, gittiğim yerlerde sevdiğim şeyleri fotoğraflayabilme özgürlüğüm konusunda daha net davranmışım, Konak'ta saat kulesinin çevresindeki kuşların peşlerinden bu sefer koşturmayıp kendi hallerine bırakmışım ve son olarak #specificmagazine ile tanışıp kendisini çok sevmişim.

Resmen yazıları mayısa kadar ulaştırdım! İnsanlık için küçük kendim için oldukça büyük bu gelişme karşısında kendimle gururlanıyorum, kendimi çok takdir ediyorum :D Ve bir sonraki yazıda görüşmek üzere diyerek sözlerimi noktalıyorum efendim :).

9 yorum:

  1. Yaaaaa ne kadar güzel bir yazıdır bu? Çok çok çok beğendim. Her resme tek tek baktığımı da burada itiraf ediyorum.
    Küçük ayrıntıları çok severim. Sen bazen küçüğün de küçüğüne iniyorsun bu çok hoş.
    Yeni yazılarını bekliyorum. Arayı fazla açma :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki ne kadar güzel bir yorum bu? Çok teşekkür ederim :) Yazarken hep düşünüyorum aslında, tek tek inceleyen var mıdır acaba diye, desene artık düşünmeme gerek kalmadı :D. Ayrıntıdan kim ölmüş değil mi, inelim inebildiğimiz kadar :D Açmayacağım diye söz vereyim de bari açmamak için daha çok çabalayacak bir sebebim daha olsun :).

      Sil
  2. en sevdiğim yazı&foto dizisi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kimse okumuyor sanarken, en sevilen bu yazı dizisiymiş desene :D

      Sil
    2. Ben kimse okumuyor sanarken, en sevilen bu yazı dizisiymiş desene :D

      Sil
    3. Valla ben okuyorum, fotolara da bayılıyorum:)

      Sil
    4. Çok teşekkür ederiiim :) Mutlu oldum bunu duyduğuma/okuduğuma :)

      Sil
  3. Deneme kabininde uzun kalma sebebine, ikea'da yaşına başına bakmadan seksek oynayışına, hayallerin için gökyüzüne olta atışına, bir kere daha ba-yıl-dım! :)
    Ben bu yazını çok seviyorum, fotoğraflarına tekrar bakmak onları şahane şekilde tanımlayışını okumak çok keyifli.
    Ama bu fotoğraf günlüğünü hemen yazmayıp bizi uzun zaman bekletmekten zevk mi alıyorsun diye sormadan ve tabii bir de, bir sonraki yazıda ne zaman görüşeceğimizi sormadan geçemeyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek tek dikkatle okunuyor, fotoğrafların inceleniyor olmasına da ben o kadar mutlu oluyorum ki :)
      O konuda suçu hiçbir şeye atamayacağım, tamamen üşengeçliğimin sonucu oluşan isteksizlik yüzünden oldu. Söz verip tutmak istiyorum yazıların düzenli geleceği konusunda bundan sonrası için :). Tutmazsam yine bana hatırlatırsın diye umuyorum bu sözümü de :)

      Sil