21 Ağustos 2012 Salı

Photo Diary #3


Sonunda "Photo Diary" başlığını hakeden bir post girebilmenin sevinciyle bu cümleyi sonlandıracak kelimeleri bulmakta zorlanıyorum :) 


Dün Karınca mağazasına ulaşma hedefimle hiçbirşeyden habersiz masum anneciğim ve babacığımı peşimden sürükleyerek Agora'ya götürdüm ( Metroyla Halkapınar, oradan otobüsle Agora olduğunu düşünürsek sürükleme fiilini bence hakediyor :)) Agora'da bayram dolayısıyla maskot bandocular vardı baya bir süre onları izledik. Ramazan boyunca çarşımsı birşey kurmuşlar orayı dolaştık. Paşabahçe'ye girip tüm beğendiğim orjinal tasarımlı tabak çanağın oradan olduğunu öğrenip "Aaa bu da mı burdanmışş" , "Aaaa yok artık!" nidalarıyla tüm garip bakışları üzerime çektim. Londra'ya gitmeden kırmızı telefon kulübesini bulduuum :) Ve sonunda amacıma ulaşıp Karınca'yı buldum. ( Diğer kareleri açıklamak zor olacak ama birisi metronun delikli demirlerinin ardındaki metro rayları, bir diğeri ise köprünün kolonları oluyorlar efendim.) Bir de tabiki yine ayak fotoğrafı :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder