28 Haziran 2013 Cuma

Photo Diary #14

Az sonra görecek olduğunuz fotoğraflar yoğun üşengeçlik içermektedir. Lütfen hazır olunuz! Kendileri taaaa 28 Mayıs tarihinden kalmalar. Biraz daha paylaşmasaydım neredeyse "Vintage bunlar yahu!" diyebilecekmişiz :D...


... Peki ne olmuş o gün ( balık hafızalı Raif İzmir'den bildiriyor, olanların bir çoğunu tabi ki hatırlamıyor :) ) Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu fotoğrafları siyah beyaz yapmaya kıyamadım! Bu sıralar bende epey değişiklik var, ilk defa renkli bir photo diary ile karşınızdayım sayın seyirciler :D ( bu acemi televizyon sunucusundan hallice söylemlerinden dolayı benden soğumuyorsunuz değil mi? :) ) Finallerin bitmesinin ardından hemen ertesi günü denize gitmeye karar verdik. Önce İzban ile " The train goes towards Cumaovası direction" a gittik. Oradan otobüsle Özdere'ye geçecektik ki otobüse daha 55 dakika olduğunu öğrendik. Bir kaldırımın köşesine oturup " E bekleyelim artık yapacak bir şey yok" dedik. Bekleme süresince otobüs bekleyen tek genç grubu biz olduğumuz için altın günü modunda bir sohbetin içinde kaldık ama bir o kadar da eğlendik :) Ayrıca beklerken güneş o kadar yakıcıydı ki otobüs durağında güneş kremlerimizi çıkarıp bir güzel kremlendik.  Sonra otobüs geldi, birazcık(!) süren yolculuğun ardından Özdere'ye ulaştık. Sonrası Facebook'ta paylaşan herkese ateş püskürdüğüm denizkumgüneşohyeah! ve bol bol ayak :) ( Şimdi burası blog ama yani burada paylaşılır bence sakıncası yok değil mi? Tamam tükürdüğümü hemen yalamış da olabilirim ki ilk defa yaptığım bir şey değil :) Neyse, konumuz bu değil diyerek kaçıp canımı kurtarmak istiyorum. ) 28 Mayıs sanırım denize gitmek için biraz erken bir tarih olacak ki kumsalda kimsecikler yoktu biz de bu sayede "Aman Tanrım! ne kadar da zenginiz kumsalı kapattık." tarzı geyikler yaptık. Ve, bir iskele vardı oraya gidip biraz da orada durmayı düşünmüştük ama bir siteye ait olduğu iddiası ile kovulduk :D Ama güvenlik bize acımış olacak ki bir süre durmamıza izin verdiler. Bu sayede ben de iskelenin altını fotoğraflamak aşkıyla telefonla denize girip, telefonu elimden düşürmemek için boğulmanın eşiğinden dönebildim. ( Yükselen dalgalara selam olsun :D )

Bir 28 Mayıs da böyle geçip gitmiş. ( Sanki her 28 Mayıs'ı anlatırmışım gibi oldu bu cümle de sanki :)) Ben hafızamı zorlayıp yazarken çok eğlendim umarım siz de okurken sıkılmazsınız. Ve son olarak tüm TATİİİLL! diye yakınıp gidemeyenlerden özür diliyorum umarım en kısa zamanda hepimiz istediğimiz tatili yaparız :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder