Photo Diary #batangemininmallarıbunlar :D

2015 tarih olarak geride kalmış olsa da, üşengeçlikten yeni yeni kurtulmayı başaran bir insan olarak, blogta 2015 yazılarını bitirmem biraz zaman alacak diye düşünüyorum :). İlk adımı şu an, şu saniye atarak, 2015 yılının son 4 ayını ( Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık.. hadi canım, valla mı :D ) içeren Photo Diary yazısını yazıyorum, yazmaktayım, yaaazdım..

Eylül ayında hala pike örtünüyormuşuz ( şu havada buna şaşırıyor olmam normal kabul edilebilir herhalde değil mi :D ), ama pantolon da giymeye başlamışım, lens kutusu yanında olmadan ablamın evinde kalınca çözümü minik boy bardaklar ve çay tabaklarında bulmuşum, aslında siyah bir meyvenin de var olduğunu üzümler sayesinde öğrenmişim, televizyonda yayının gitmesine çok sevinmiş ben fotoğrafını çekene kadar gelmediği için daha da çok sevinmişim, karşı apartmanda biber kurutanların biberlerini birazcık röntgenlemişim, kırılan dünyalar vintage'ı tepsimiz ile son bir kez hatıra fotoğrafı çektirip öyle vedalaşmışım, bay meraklıya çizgili t-shirt çizip kendime benzetmişim, pencerenin önünde bol bol kahve içmişim, elektrik tellerindeki kuşları sevmişim, çekim için bol bol Alaçatı'ya gidip gelin damatlardan arda kalan zamanlarda sağı solu da çekmeyi ihmal etmemişim..

Ekim ayında arkadaşım B'nin paletinin benimkine göre hayli boyalı olmasını kıskanmışım, evdeki kabuklu nohutları ne yapsak da fotoğraflasak diye düşünüp çözüme sempatik bir yolla ulaşmışım, Sia'nın Chandelier şarkısını dinlerken saatin 1:23 olduğunu fark edip çok gülmüşüm ( 1 2 3 1 2 3 drink :D ), mickey mouse kafasına benzeyen lokmayı çok sevmişim, yine bir mağazanın askılarına göz dikmişim, çekim için urla senin çeşme benim gezmişim ( gezmek? :D ), üzerinde #relax yazan bardağımı daha da çok sevmişim, üzerinde #iktisat yazan çiğ köfteyi görüp çok çok gülmüşüm, sevgili Dr. Valki 'nin özel isteğiyle #halloween temalı bir fotoğraf çekip yayınlamışım, ablamın evinde ayak fotoğrafı çekip karedeki mor olan koltukları hiç acımadan griye çevirmişim, bol bol vapura binmek zorunda kalıp bu durumdan çokça mutlu olmuşum, #siyahbeyaz sevgisinin genetik mi yoksa bulaşıcı mı olduğuna karar verememişim..

Kasım ayında sevgili anneciğim ile beraber #soma 'ya anneannemi ziyarete gitmişim, kırk yılda bir tren yolculuğu yapabilen bir insan olarak birazcık görmemişlik yapıp bol bol fotoğraf çekmişim, çekim için kuş cennetine gidip oradan pek tabii kuş içeren fotoğraflar ile dönmüşüm, kuzenimin apartmanındaki çiçeğin gölgeyle dansını çok sevmişim, bol bol cips yemiş kilo almışım, yeni avmlerimizden birisi olan Mavibahçe 'yi ziyaret etmişim, x bir kahveci dükkanında orada çekildiği anlaşılmayacak fotoğraflar çekmeyi başarmışım, yine iki ayrı mağazanın kabinindeki askılara sulanmışım, uzun kollu hatta ceket giymeye başlamışım, sonbaharın hala devam ediyor olmasını bol bol sonbahar yapraklı fotoğraflar ile kutlamışım, evde yılbaşı süslemelerine başlamışım, kuzenim ile birlikte youtube'dan peçete katlama videoları izleyip peçete katlamayı öğrenmişiz, S'ciğimin köpeğini gezdirirken, kaçışan kedilerden birisi bana poz vermiş ben de bu anı bir fotoğraf ile taçlandırmışım..

Aralık ayında ise zürafanın şaşkını olarak kış günü plaja gitmişim, yine kalbime dokunan bir film izlemişim, ex ilkokulum duvarındaki #alien suratını görüp çokça gülmüşüm, Alaçatı'daki en renkli dükkanın fotoğrafını çekip itinayla renksizleştirmişim, çiçekli çöp poşetine gülümseyen eti cin ambalajına yakınlık hissetmişim, yine tel yine kuş fotoğrafı çekmişim ( yine mi bamya :D ), IKEA'nın havuçlu kekine bayılmışım, Sia'nın Alive performansını çok sevmişim, arkadaşım B ile birlikte Burger King'in cafesine yerleşmişiz, Dogo'nun yeni yıl partisinin davetiyesiyle aşk yaşamışım ve son olarak da akrilik boyalarımla birazcık #andywarhol'culuk oynamışım :).

Not: Bitti, vallahi de günümüze geldim! İnanılır şey değil :D Lütfen alıcılarınız ayarlarıyla oynamayın sayın seyirciler :) ( #adetagerçek :D )